Arefe günü, Kurban Bayramı'nın bir gün öncesidir ve Müslümanlar için özel bir anlam taşır. Bu gün, bir hazırlık süreci olarak görülür; hem bayrama hem de ruhsal bir arınma dönemine. Ancak her sene, arefe günü oruç tutulup tutulmayacağı konusunda pek çok soru gündeme gelir. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu konuda resmi açıklamaları, merak edilenleri aydınlatır nitelikte. Bu yazıda, arefe günü oruç tutmanın fazileti, dinî kaynaklardan gelen bilgiler ve Diyanet’in açıklamaları ele alınacak.
Arefe günü oruç tutma meselesi İslam literatüründe önemli bir yer tutar. Hadislerde, arefe gününde oruç tutmanın faziletleri vurgulanmaktadır. Hz. Peygamber (s.a.v.), arefe günü oruç tutmayı teşvik etmiş ve bu günün, günahlara kefaret olacağına dair müjdeler vermiştir. Özellikle Hac ibadeti için Kabe'ye gidenlerin arefe günü oruç tutmasının daha da faziletli olduğu ifade edilmektedir. Buhâri ve Müslim gibi sahih hadis kaynaklarında, bu günün oruçla geçilmesinin, kişinin geçmiş yılındaki günahlarının bağışlanmasına vesile olacağı belirtilir.
Diyanet’in resmi görüşü ise, arefe günü oruç tutmanın müstehab yani teşvik edilen bir ibadet olduğu yönündedir. Oruç tutan bir kişinin ruhsal ve fiziksel olarak ne denli bereket kazandığı, toplumsal huzurun tesisi açısından da önemli bir etken olarak öne çıkmaktadır. Bu noktada, Müslümanların bu güne özel bir ibadetle yaklaşması, hem bireysel hem de toplumsal barış açısından önem taşır.
Diyanet İşleri Başkanlığı, her yıl bayram öncesi arefe günü oruç tutma konusunda bilgilendirme yaparak toplumda bilinç oluşturmayı hedeflemektedir. 2023 yılı itibarıyla yapılan açıklamalarda, arefe günü oruç tutmanın faziletlerine bir kez daha dikkat çekilmiştir. Diyanet, arefe gününde oruç tutmanın, kişinin Rabbine olan bağlılığını kuvvetlendirip, ruhsal bir arınma sağladığını ifade etmektedir. Ayrıca bayram öncesi bu tasavvur, bireylerin toplumsal ilişkilerini güçlendirmesi bakımından da değerlidir.
Aynı zamanda Diyanet, tutulan oruçların kişinin ruh hali üzerinde olumlu etkileri olduğunu, hoşgörü, sabır ve şükür duygularını derinleştirdiğini belirtmektedir. Arefe gününde oruç tutmakla, kişilerin kendilerini manevi bir atmosfer içinde bulacakları ve Kurban Bayramı’nın ruhuna daha iyi hazırlanacakları düşüncesi önemlidir. Bu açıdan, arefe günü oruç tutma geleneği, sadece bireysel bir ibadet değil, aynı zamanda toplumsal bir ibadet sayılmaktadır.
Sosyal medyada ve topluluklarda “Arefe günü oruç tutulmalı mı?” sorusu sıkça gündeme gelirken, Diyanet’in bu konudaki tutumu, herkes için bir kılavuz işlevi görmektedir. Arefe günü, niyetimizi tazeleyip, kalplerimizi arındırmak adına fırsat sunan bir dönüm noktasıdır. Bu noktada, oruç tutmak isteyen her Müslümanın kendi niyetine ve kalbinin samimiyetine odaklanması gerektiği ifade edilebilir.
Özetle, Arefe günü oruç tutmanın, İslamiyet’teki yeri ve önemi anlaşılmalı; bu vesileyle bireyler, toplum için daha barışçıl ve huzurlu bir çevre oluşturma gayesini gütmelidir. Diyanet’in sağladığı bilgiler ışığında, oruç tutmanın fazileti ve ruhsal getirileri, hem kişisel hem de toplumsal bir bağış olma niteliği taşır. Bu bayramı ve arefe gününü ruhsal olarak daha zengin geçirmek için oruç tutmak, inananların hayatına ayrı bir güzellik katacaktır.