Son dönemde Türkiye’nin tarihi zenginliklerine yönelik artan ilgi, kaçakçılıkla mücadele çalışmalarını da tetikledi. Türkiye-İran sınırında gerçekleştirilen operasyonda, 12 bin 770 tarihi eser ele geçirildi. Bu büyük başarı, ulusal güvenlik güçlerinin artık daha da etkin bir şekilde görevlerini yerine getirdiklerinin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Kaçakçılıkla mücadele çalışmalarının meyvelerini vermesi, hem tarihi mirasın korunması hem de uluslararası kültürel işbirliği açısından önemli bir gelişme olarak ön plana çıkıyor.
Operasyon, güvenlik güçlerinin uzun süreli takiplerinin bir sonucu olarak düzenlendi. Sınır bölgesinde şüpheli bir araç tespit edildi ve bu araçta yapılan aramada çok sayıda tarihi eser bulundu. Eserlerin çoğunluğunun M.Ö. dönemlere ait olduğu belirlendi. Bütün bu eserlerin, kaçak yollarla yurt dışına çıkarılmak istendiği düşünülmektedir. Türkiye, zengin tarihi mirası ile bilinen bir ülke olmasının yanı sıra, bu mirası korumak adına yapılan çalışmaları da titizlikle sürdürüyor.
Bu operasyon, sadece Türkiye’nin içindeki güvenlik önlemleri ile sınırlı kalmıyor. Aynı zamanda uluslararası işbirliği içinde gerçekleştirilen bir operasyon olarak da değerlendiriliyor. Türkiye, tarihi eser kaçakçılığına karşı ortak mücadele vermek amacıyla birçok ülke ile işbirliği yapmaktadır. Birçok uluslararası organizasyon, bu tür kaçakçılığı önlemek için Türkiye ile birlikte çalışmakta ve önemli projeler geliştirmektedir. Zira tarihi eser kaçakçılığı, sadece Türkiye’nin değil, dünya genelinin sorunları arasında yer almakta ve bu bağlamda ülkeler arası işbirliği büyük bir önem taşımaktadır.
Sonuç olarak, bu başarılı operasyon, Türkiye'nin tarihi eserlerini koruma konusundaki kararlılığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Geçmişten gelen değerlerimizi korumak adına yürütülen mücadelelerin, toplumun her kesimi tarafından desteklenmesi ve kaçakçılığın önüne geçilmesi için farkındalık oluşturulması gerektiği aşikâr. Gelecek nesillere aktarılması gereken bu zengin mirasın korunması, sadece sayılı erdemlerle değil, aynı zamanda etkili hukuki ve idari yapılarla mümkün olacaktır.